Bağımlılık günümüzde bazen medyadan, bazen çevremizden duyduğumuz bazen de ailemiz ya da kendimizin birebir yaşayarak öğrendiği yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Üstelik bağımlılık deyince artık sadece alkol, madde değil, kumar, bilgisayar oyunları, internet, yeme, seks, egzersiz ve hatta alışveriş bağımlılığı da gündeme gelmektedir.
Peki nedir bağımlılık?
Bağımlılık, kronik seyirli, beyinde uzun süreli değişikliklere yol açan bir hastalıktır. Tedavi edilebilir ve tedavi edildiğinde sonuçları yüz güldürücü olan bir durumdur. Kronik özellikleri nedeniyle diyabet( şeker) ve hipertansiyon hastalıklarına benzetilebilir. Bağımlı remisyon (iyileşme, kullanmama) dönemindeyse hayatı yolunda gider, hastalığı dışarıdan anlaşılmaz hatta kendisi bile bağımlılığını unutabilir ama kayma(tekrar kullanma) olduğu zaman tekrar en başa dönülebilir. O nedenle remisyon (iyileşme) döneminde de hastalığın kronik doğasını unutmamak ve kontrollere devam etmek önemlidir.
Bağımlılık yapanları tanıyalım
1-Alkol
2-Kannabinnoid (esrar)
3-Sentetik kannabinoidler ( esrarla yapısal olarak ilgisi olmayan, bölgemizde yaygın, Jamaika, bonzai gibi maddeler)
4-Opiyatlar (eroin, morfin, aldolan gibi.)
5-Kokain
6-Sedatif hipnotikler( kontrole tabi reçete ile satılan,önerilen dışında kullanıldığında bağımlılığa yol açan, nervium, diazem, xanax, rivotril gibi)
7-Amfetamin, ekstazi, halisünojenik madde ( son dönemde metamfetamin yaygınlığı özellikle bölgemizde dikkat çekici)
8-Uçucu maddeler(bali, tiner gibi)
9-Gabapentin (resmi olarak açıklanmasa da klinik pratiğimizde bağımlılık oluşturduğunu gördüğümüz ve kötü kullanım potansiyelini fark ettiğimiz reçeteli ilaç.)
Bir bağımlıyı nasıl tanırız?
Klinik uygulamalarda tanı sınıflandırmaları ve bu sınıflandırmalardaki bazı kriterleri kullanıyoruz. Bunlaradan en dikkat ettiğimiz; bağımlı olunan maddeyi kullanmak için olan yoğun istek, madde alınmadığında gözlenen yoksunluk (çekilme bulguları)
Ama günlük yaşamımızda;
*Kişide zayıflama, gözbebeğinde çok küçülme, büyüme, kızarıklık, titreme, terleme gibi fiziksel bulgular varsa huzursuzluk, içe kapanıklık, sosyal ortamlardan uzak durma, kendine bakımın azalması, uyku düzensizlikleri gibi ruhsal belirtiler varsa
* Davranışlarında, arkadaş çevresinde ciddi değişiklikler gözlemliyorsak
*Öğrenciyse okul başarısında düşme, yetişkinse iş performansında belirgin azalmalar görüyorsak
* Adli sorunlar yaşanıyorsa
Bağımlılık akla gelmelidir.
Bazen bağımlılığa depresyon, kaygı bozuklukları (örneğin panik bozukluk), psikotik bozukluklar (şizofreni ve şizofreni benzeri hastalıklar), affektif bozukluklar( iki uçlu duygudurum bozukluğu gibi) eşlik edebilir ve hatta eşlik eden hastalığın bulguları daha ön planda olabilir.
Tedavisi var mıdır?
Kesinlikle mümkündür. İlaç tedavisi ve terapilerle takip gerekir. Bağımlılıkta grup terapilerinin etkinliği tartışmasızdır. 1935 yılından bu yana devam eden AA (adsız alkolikler) grupları halen ülkemizde de uygulanmaktadır.
11 yıl süresince ekiple uyguladığımız psikodrama gruplarında da düzenli katılan üyelerimizin remisyonda (iyileşmede) kaldıkları, her zaman hem bizim, hem ailelerin hem de hastaların dikkatini çekmiştir.
Kronik seyir unutulmamalı düzenli kontrollerle iyileşme halinin sürebileceği unutulmamalıdır.