Psikodramaya bir arkadaşımın önerisiyle, 2003 yılında Umut Psikodrama Enstitüsü’nde ‘’Beden İfadesi’’ açık seminerine katılarak tanıştım. Sanki bir mucizeyle karşılaşmıştım. İyi ki tanıştım dediğim, hayatımda ve mesleğimde çok yararlandığım psikodrama yöntemini anlatayım;
Psikodrama, insanlararası ilişkilerin bilimidir. Birçok terapi yönteminde kişinin kendisi ön plandayken psikodramada grup üyesinin kurduğu ilişkiler ön plandadır. ‘’Nasıl ilişkiler kuruyoruz?’’ ‘’İlişki içinde olduklarımıza örneğin arkadaşlar, aile nasıl bir etkimiz oluyor?’’ ‘’İçinde bulunduğumuz gruplara nasıl bir etkimiz oluyor?’’ Böylece grup üyesinin kendisini ve diğerlerini anlama şansı oluyor. Bağımlılık gruplarımızda en temel konulardan birisi de, ‘‘artık içmiyorum ama ailem halen bana güvenmiyor’’ du. Çalışmalarımız sonucunda üyelerimizde ‘’ben ne yapıyorum da aileme bu güveni veremiyorum?’’ ‘‘Ne yaparsam bana güvenirler?’’ şeklinde bakış açısı değişikliği oldu.
Yöntemin kurucusu Moreno, en küçük sosyal birimi tek bir birey değil de sosyal atom olarak tanımlamıştır. Sosyal atom, kişinin merkezinde kendisinin olduğu en yakın ilişkilerinden oluşan bir halkadır. Yenidoğan bebeğin annesiyle kurduğu ilişkiyi örnek olarak gösterebiliriz. İnsanın sosyal atomunda yakın ilişkilerinin bulunması ruhsal sağlığı açısından çok önem taşımaktadır. Burada kast edilen insanın etrafındaki kalabalık değildir. Etrafımız kalabalık olabilir ama yakın temasımız yok ise yalnız ve boşlukta hissederiz. Bir alkol bağımlısını düşünelim, zamanla bağımlı olduğu alkolden başka sosyal atomunda kimse kalmamıştır. Tedavi süresince biz alkolü kesmesini önerdiğimizde hastamızın en çok zorlandığı şeylerden birisi de henüz ilişki tamirleri de olmadığı için ‘‘boşluk hissi’’ dir. İlaçlarla ya da bireysel görüşmelerle anlaşılması ve onarımı için adımlar atılması çok zor olan ‘’boşluk hissi’’ ni, gruplarımızda sosyal atom çalışmalarıyla ele aldık. Bu çalışmalar yıllar sonra da hastalarımızın en çok hatırladığı ve zaman zaman kendi sosyal atomlarına baktıklarını vurguladıkları çalışmalar oldu.
Psikodrama eylemle çalışan bir yöntem. Dolayısıyla canlandırma çok önemli. Nasıl çalışılıyor? Örneğin bir grup üyemiz sınav anındaki heyecanı ve sınava konsantre olamamaktan rahatsız. Bu durumu düzeltmek istiyor. Grup odamızda belirlediğimiz bir alanı sahne olarak kullanıyor ve sahnede canlandırmalarımız gerçekleştiriyoruz. Bu durumda grup üyemiz sınav anındaki gibi sahneyi düzenliyor. Üyemiz artık sahnede, sınav anında ve sınav saatinde. Durum görünür olduktan sonra psikodrama teknikleri kullanarak ve üyemizin yeni deneyimleri bu sahnede yaşamasını sağlayarak canlandırmaya devam ediyoruz ta ki üyemizin kaygısı azalıp konsantre olana kadar. Canlandırma sonrası benzer durumları yaşayan grup üyelerimizin paylaşımlarını alıyoruz. Canlandırmada role seçilen bir grup üyemiz varsa ondan da rolden yaşadıklarını dinliyoruz.
Psikodrama yöntemiyle yönettiğimiz gruplar;
- 11 yıl boyunca devam eden, ekiple yönettiğimiz tüm bağımlılara yönelik(alkol, madde, kumar), bağımlılıkta remisyonda(iyileşme, kullanmama hali) kalmayı amaçlayan psikodrama grupları
-Alkol ve davranışsal bağımlılıklar grupları
-Madde Grupları
-6 aydan uzun süredir remisyonda(iyileşme halinde, kullanmayan) olan hasta grupları
- 3 yıldır devam eden Uzm. Dr. Ayşe Gürkan ve Psik. Özlem Demirci ile yönettiğimiz sınav kaygısını azaltmaya yönelik psikodrama grupları
- Geçen eğitim yılı boyunca devam eden, Uzm. Dr. Ayşe Gürkan ve Psk. Özlem Demirci ile yönettiğimiz, bir ilköğretim okulundaki 2. Sınıf annelerinin çocuklarını anlamasına yönelik psikodrama grupları
Tüm bu gruplarımızda amaçlara her üye kendi yolu doğrultusunda ulaştı. Herhangi bir poliklinik görüşmesi ya da konuşmayla elde edilemeyecek hızda üyelerimizin yaşamlarında değişiklik oldu. En önemlisi ise her zaman keyifle neşe içinde çalışmamız oldu.
*Gruplarımız için Umut Psikodrama Enstütüsü’ nden süpervizyon alındı.